Bakırköy Belediyesinin her hafta İspirtohane Kültür Merkezi’nde düzenlediği “Bakırköy Muhabbeti” aktifliği, bu hafta siyaset bilimci Dr. Ayşe Kaşıkırık ile gazeteci ve muharrir Sinem Nazlı Demir’i ağırladı. “İnsan Hakları ve İnsan Hakları Gazeteciliği”nin masaya yatırıldığı söyleşide Dr. Ayşe Kaşıkırık konuyu siyaset üzerinden ele alırken, Sinem Nazlı Demir ise basın ve medya odaklı bir konuşma gerçekleştirdi.
Vatandaşları her cuma birbirinden verimli söyleşilerle buluşturmaya devam eden Bakırköy Belediyesinin bu hafta iki kıymetli konuğu daha ağırladı. İspirtohane Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Bakırköy Muhabbeti” etkinliğinde siyaset bilimci Dr. Ayşe Kaşıkırık ile gazeteci ve muharrir Sinem Nazlı Demir manalı bir söyleşi gerçekleştirdi. “İnsan Hakları ve İnsan Hakları Gazeteciliği”nin ele alındığı söyleşide iki konuk da konuşmalarını sunum ile destekledi. Gazeteci Sinem Nazlı Demir, bayanlara ve çocuklara uygulanan istismarın boyutlarını anlatırken, işlenen cinayetlerin basın ve medyada ne halde yer aldığını da örnekleriyle kıymetlendirdi. İnsan hakları eşitliği kapsamında bayanın geçmişten günümüze siyasetteki yerini masaya yatıran Dr. Ayşe Kaşıkırık ise, toplumsal siyasetlerde ve karar alma sistemlerinde kadın-erkek eşitliğinin sağlanması gerektiğine vurgu yaptı. Vatandaşların akıllarındaki soruları sorma imkanı da bulduğu söyleşi, gazeteci ve muharrir Sinem Nazlı Demir’in okuyucularına kitabını imzalaması ile sona erdi.
“Toplumsal cinsiyet eşitliği sıkıntısı herkesin meselesidir”
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda gerçekleştirilen programların değerine değinen siyaset bilimci Dr. Ayşe Kaşıkırık, “Bakırköy’de olduğum için çok memnunum. Zira İstanbul’un 39 ilçesi var, yalnızca üçünü bayan liderler yönetiyor ve onlardan birisi de Bakırköy. Bugün burada Bakırköylü halkla birlikte bayan haklarını, bayan insan haklarını konuştuk. Türkiye’de ne yazık ki bayanların ekonomik özgürlüğü ve siyasetteki temsili eşitlikten epeyce uzak. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, Türkiye’nin en değerli meselelerinin başında geliyor zira dünya genelinde 147 ülke ortasında 126. sıradayız. Eğitimden istihdama, sağlıktan siyasete kadar bayanların eşit ve adil bir vatandaş olarak bu ülkede yaşayabilmeleri konusunda önemli pürüzler var. Bizler sesimizi, kelamımızı daha çok, daha fazla ve farklı kitlelere bir ortaya getirerek bayan insan haklarını artırmayı, güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Türkiye’de bilhassa bayan hakları konusunda kazanılmış olan bir grup kazanımların kaybedildiği, geriye gidildiği dönemlerdeyiz. Bizlerin de belediyeler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte bu mevzuyu daha çok anlatmamız ve bu çabaya erkekleri dahil etmemiz gerekiyor. Zira toplumsal cinsiyet eşitliği sıkıntısı herkesin sıkıntısıdır. Eşitlik hepimize sahiden çok düzgün gelecek” dedi.
“Umut ediyorum Bakırköy’den doğan bu ışık tüm Türkiye’ye yayılır”
Bakırköy’ün kadın bir belediye başkanı tarafından yönetilmesinin gurur verici bir örnek olduğunun altını çizen Kaşıkırık kelamlarına şöyle devam etti: “Bakırköy’ün kadın bir belediye başkanı tarafından yönetilmesi bizim için gurur ve onur verici. Zira Türkiye’de bayanlar 3 Nisan 1930 tarihinde belediye kanununda yapılan bir değişiklikle belediyelere seçme seçilme hakkını elde etti. Ortadan 95 yıl geçti ve şu anda Türkiye genelinde kadın belediye başkanı oranı sadece yüzde 5 buçuk. Yani Bakırköy’e de bir kadın belediye başkanı yakışırdı. Keşke daha evvel olsaydı. Ayşegül Lider ve Bakırköylüler çok şanslı. Biz inanıyoruz ki bayanların eşit ve istikrarlı bir halde karar alma noktalarında olduğu belediyeler, kentlerde daha eşitlikçi ve adil yönetiliyor. Umut ediyorum Bakırköy’den doğan bu ışık tüm Türkiye’ye yayılır.”
“Bakırköy Belediyesi bu mevzuları yalnızca özel günlerde değil daima konuşan sayılı Belediyelerden”
Türkiye’nin kanayan yarası olan bayan ve çocuk istismar ve cinayetlerine karşı Bakırköy Belediyesi’nin gösterdiği hassasiyeti takdir eden gazeteci ve muharrir Sinem Nazlı Demir, “Türkiye’de istismara, enseste uğrayan, yakılarak öldürülen bayanlar yalnızca bir olay olduğunda ya da bir özel günde konuşuluyor. Lakin Bakırköy Belediyesi, ‘Özel gün olmak zorunda değil, her hafta bunları konuşmamız gerekir” diyen sayılı belediyelerden. Zira, biz bayanları neden yalnızca 8 Mart’ta 25 Kasım’da anıyoruz? Biz niçin çocukları 23 Nisan dışında konuşmuyoruz? Bakırköy Belediyesinin de bu sorulara karşılık arayan belediyelerden biri olduğunu düşünüyorum. Ben de bunun basın ve medya ayağındayım. Zira biz çocukların, bayanların cinayetini ve istismarını basın yoluyla öğreniyoruz ve basın bazen o denli ötekileştirip, etiketleyip, o denli dışlıyor ki ve o denli ‘oh olsun’, ‘iyi olmuş’a getiriyor ki biz de haberleri taraflı bir formda okuyoruz. Umarım bir gün olur ve deriz ki, ‘Türkiye’nin her bölgesinde, her vilayetinde, her kentinde, her köyünde biz bu bahisleri çok rahat bir halde konuşuyoruz.’ ‘İnsanlar şuurlu, bayanlar şiddete maruz bırakıldıklarında bunun şiddet olduğunu tanımlayabiliyorlar’ diyebiliriz diye ümit ediyorum. Burası da başlangıç noktalarından biri diye düşünüyorum ve Bakırköy Belediyesi’ne bu imkanı tanıdığı için teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
